Hititler’in Anadolu’ya
nereden geldikleri, kesin olarak bilinmemektedir. Onların geldiği yer hususunda
üç farklı görüş vardır. Birinci görüşe göre Hititler, Anadolu’ya boğazlar
üzerinden gelmişlerdir. İkinci görüşü savunanlar, onların Kafkaslar üzerinden
Anadolu’ya geldiklerini kabul ederler. Üçüncü görüş ise onların Kuzey Suriye
üzerinden Anadolu’ya geldikleri yolundadır. Bize göre, M.Ö.2.Binyılın ikinci
çeyreğinden itibaren, hiç olmazsa Orta Anadolu’ya hakim olup güçlü bir siyasi
birlik oluşturan, daha sonra da Anadolu’nun büyük bir bölümüne hükmeden
Hititler, Anadolu’nun yerli kavimlerinden biri olmuş olabilirler. Zira Hitit
dilinde, Hattice, Hurrice, Luwice ve Sümerce ile diğer bazı Anadolu dillerinden
geçme pek çok kelimenin mevcut olması, Hititlerin yüzyıllardan beri bu
kavimlerle içiçe yaşamış olduğunu gösterir. Filolojik tetkikler, onların
Hint-Avrupai dil konuşan bir kavim olduklarını orta çıkarmıştır
Hitit kavminin adı, İsrailoğulları’nın kutsal kitabı olan ve
eskiçağ tarihinin klasik kaynaklarından biri olarak kabul edilen Tevrat’ta ‘’ht
halkı’’ olarak geçer. ’’Ht’’ kelimesi aslında, Hatti adının İbranileşmiş biçimi
olup, Sami dillerde sesli harf bulunmadığından , bu kavmin ismi için yalnız ht
harfleri kullanılmıştı. Asur vesikalarında bu kavim ve ülkesi ‘’heta’’olarak
geçer. Hititler hiçbir zaman Hitit adını benimsememiş, kendilerini Anadolu’nun
M.Ö.3 Binyıldaki sahipleri gibi ‘’Hattiler ‘’ diye isimlendirmişlerdir, oturdukları
topraklara da’’ Hatti Ülkesi ‘’ adını vermişlerdir. Şunu söylemek mümkündür ki,
Hitit adı, binlerce yıl sonra, yanlış okuma yüzünden uydurulmuş bir isimdir.
Hitit krallarının atları olarak kabul edilen
Kuşşara kralı Pithana ve oğlu Anitta, M.Ö. 1750 dolaylarında Kayseri
yakınlarındaki Kültepe höyüğünün bulunduğu o dönemlerin Kaniş şehrini
zaptetmişler ve kentin adını Neşa olarak değiştirdikten sonra, kendilerine
başkent yapmışlar ve bundan sonra kendi dillerine de ‘’Neşa dili’’ adını
vermişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder